İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Demokratik Açılım Üzerine

Rahmetli Vehbi KOÇ’un Aygaz Aş’nin 2001 yılı faaliyet raporunda şöyle bir sözü var

”Benim Anayasam şudur:Devletim ve Ülkem var oldukça ben de varım.Demokrasi varsa hepimiz varız.Memleketimizin ekonomisini kuvvetlendirmek için elimizden gelen  bütün gayreti göstermeliyiz.Ekonomimiz güçlendikçe demokrasi daha iyi, yerleşir dünyadaki itibarımız artar.”

Rahmetli KOÇ, bu kısa ve öz söyleminde, Devlet, ülke,kişisel ve birlikte yaşamın koşulu,demokrasi ,ekonomi ,itibar ilişkilerini öz olarak ortaya koymuştur.
Şimdi dilerseniz bu özlü sözü tersinden ele alalım. Dünyadaki itibarımızın artması için demokrasiyi yerleştirmeliyiz. Demokrasinin yerleşmesi için ülke ekonomisini geliştirmeli ve bunun için tüm vatandaşlar elinden gelen gayreti  göstermelidir.Demokrasi, toplumsal yaşam ve varlığımızın,devletin varlığı, kişisel varlığımızın nedenidir.
Bu özlü söylem bir ülkede demokrasiyi geliştirmenin ve yerleştirmenin nasıl yapılacağının anahtarını göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’ nin  en büyük kapitalistlerinden birisi olarak Rahmetli Vehbi Koç’un böyle bir tesbiti son derece anlamlıdır.
Geldiğimiz noktada demokratik açılım ile ilgili yapılanları bu bakış açısıyla değerlendirdiğimizde bir mantık hatasının olduğunu görmekteyiz. Her şeyden önce demokratik açılım kavramının  yerine ekonomik açılım veya ekonomiyi geliştirme açılımı  diyebilseydik.Demokratik açılım isteklerinin içine;
Türkiye  Cumhuriyeti vatandaşlarının  refahını artıracak,

İşsizlik sorununu çözecek,

Emeklilikte yüksek maaş alınmasına imkan verecek ,

Ekonomik faaliyetlerin verimliliğini ve verimliliğe bağlı karlılığını artıracak,

Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarının bir meslek sahibi olmalarını  ve bu meslekle  geçinmelerini sağlayacak,

Vatandaşlarımızın göç etmeden doğdukları yerde doymalarını sağlayacak  vb.  ekonomi ile ilişkili düzenlemeler koyabilseydik…

Sonra bu konularda çözümleri olanları dinleseydik…Kısa, orta ve uzun vadeli çözüm önerileri ile iktidarı , muhalefeti , askeri,üniversiteleri, sivil toplum örgütleri, kısaca çözümü için projesi olan herkes yada tüm vatandaşlar  bu açılımın içinde yer alsa ve elini taşın altına koyabilseydi…

Örneğin;

Hakkari, Şırnak ,Diyarbakır, Kars ,Ardahan,Iğdır, Erzurum,Antalya, ,Ankara,İzmir,İstanbul Edirne , Bütün İller birbirine, üzerinde hızlı trenlerin yol aldığı demir ağlarla,Hopa’yı  Samandağı’na hızlı deniz araçlarıyla hiç bir gücün ayıramayacağı kadar kuvvetli bağlanabilse,

Ağrı da Ortadoğu Gelişmiş Sanayi Teknolojiler Fuarını,

Siirt’te İleri Tarım Teknolojileri Enstitüsü,

“Tunceli’nin adını değiştirelim projesi” yerine Tunceli Nano  Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Enstitüsü,

Bitlis’te Lazer ve Sensör Teknolojileri Enstitüsü, açabilsek,

Şınak’ta Orta Doğunun En ileri Teknolojilerine sahip Tıp Merkezi,

Urfa’da Dünyanın en lezzetli sebze ve meyvelerinin tohumlarının ve fidelerinin yetiştirildiği bitki Genetiği Merkezi,

Amasya Tarım Ürünlerine Katma Değer Yaratılmasının Araştırılması ve Uygulamaları Merkezi,

Kırıkkale,Kırşehir,Sivas’ta Dünyanın En Lezzetli Üzümlerinin Yetiştirildiği Organize Bağcılık Bölgeleri,

İsparta, Burdur ‘da Organize Elmacılık Bölgesi,

Erzurum’u Asya’nın Finans Merkezi Yapabilsek…

Aksaray,Osmaniye,Kütahya,Erzincan,Van,Mardin ,Denizli İllerinde Organize Hayvancılık Bölgesi,

Kütahya  ve Afyon’da Dünyanın en ileri ve gelişmiş Wellness Turizm merkezleri,

Zonguldak.Bartın,Karabük ,Sinop Enerji Üretim Ve Lojistik Merkezi

Eskişehir,Kırıklareli,Tekirdağ,Bolu Çanakkale İllerinde İleri Teknoloji Tekno Parkları,

Muğla,İzmir,Rize,Artvin,Kastamonu,Ordu,Giresun İlerinde Organize Balıkçılık Bölgesi,

Gebze’yi ,Sinop’u  Ardahan ‘ı Igdır’ı Mersin’i Hem Türkiye’nin Hemde Avrupa- Asya,Asya Afrika Lojistik Merkezleri  yapabilsek.

Adıyaman ,Kahraman Maraş’ı Bilişim Teknolojileri Merkezi,

Tokat,Amasya Çorum, Çankırı, Balıkesir, Aydın ,Manisa ,Muş Tarım Teknolojileri Merkezi , kurabilsek.Sözün kısası burada adını zikretnediğimiz tüm kent ,kasaba ve köyler için  ekonomiyi geliştirecek bir projemiz olsaydı.

Ekonomik açılım Paketinin  içini bunun gibi projelerle doldursak ve 2023 te Türkiye’deki demokrasiyi  hayal etsek…Buna benzer projeleri geliştirmeden ve uygulamadan Ulu Önder Atatürk’ün  Türkiye Cumhuriyeti ilelebet Payidar Kalmalıdır  vasiyetini gerçekleştirmemizin,demokratik rejime dayalı birlikte yaşam olgusunu gerçekleştirmemizin önünde bir çok engelle karşılaşabiliriz.
Ekonomiyi Büyütürken ,Geliştirirken  de Mevlana’nın söylemindeki “barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini ,Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu” unutmadan Yapabilsek Ya da Yapmalıyız..

Bu yazımın sonuna ülkemizin dünya çapındaki sanatçısı Sevgili Fazıl Say’ın Demokratik açılım boyutuna farklı bir yaklaşımını koydum.Bu yaklaşım sanatçı yaklaşımıdır.Türkiye’nin demokrasisini mükemmelleştirmesi için sanatçı yaklaşımını özetledim.”Türkiye’nin en ücra köşelerine bilim ve sanat enstitüleri, yaz festivalleri, sempozyumlar, workshoplar koyabilirsiniz; buna hasret bir toplum. Hepimiz destek oluruz… Ağrı’da astrofizik enstitüsü, Van’da opera , Sinop’da çağdaş kimya enstitüsü, Bolu’da “dünya müzikleri festivali doğu ve batı” , Malatya’da çağdaş sanat bienali, Diyarbakır’da Senfoni Orkestrası, Bingöl’de fizik enstitüsü, Artvin’de kısa film festivali, Kütahya’da doğu batı felsefesi günleri, Yozgar’da gençlik korosu, Denizli’de piyano festivali, Kars’da dünya etnik müzikleri festivali; emin olun bunların hiç biri uzak değil; daha nicesi, yüzlercesi uzak değil; bu ülke bir bütün olsun, doğusunu batısını yadırgamayalım artık; uzak olmayalım, sorunumuz “manevi uzaklık”,

Manevi uzaklıklarımızın yakın edilmesi dilek ve dualarımla…

İlk yorum yapan siz olun

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir